17 Haziran 2012 Pazar

Molekülleri “Görürüz”


Gördüğümüz zaman da yine gözümüzdeki moleküller molekülleri algılar. Bir nesne içindeki rengin elementlerini moleküller oluşturmakta, aynı zamanda dışarıdan gelen ışığa yine gözümüzdeki moleküller tepki vermektedir.
Pek çok doğal renk, bunları meydana getiren çok özel moleküller sayesinde oluşur. Sokaktaki ağaçlar, kokladığımız bir çiçek, bu moleküller sayesinde renklidirler. Sonbaharda bir yaprak bu moleküllerde meydana gelen değişiklikler nedeni ile renk değiştirir. Cildinizin, saçlarınızın ve gözlerinizin renginin sebebi de bu moleküllerdir.
 
Görme işlemini sağlayan retinal molekülü bir hidrokarbon grubudur ve özel bir şekilde bağlanmıştır. Bağın özelliği bükülmez olması ve zincirdeki elektronların gevşek bir şekilde birbirlerine tutunmasıdır. Rahatça hareket eden bu elektronlar molekül üzerine düşen bir ışıktan enerjiyi kolaylıkla emebilirler.

Renkleri meydana getiren ve bunlara cevap veren molekülleri incelemeden önce gözün “görme” işleminde nasıl bir faaliyet içinde olduğunu hatırlamakta fayda vardır. Göz retinası iki tip alıcı hücreden oluşur. Bunlara çubuklar ve koniler ismi verilir. Bir milyar ya da daha fazla çubuk loş ışığı algılar, ama renkler arasında ayırım yapamaz. 3 milyar ya da daha fazla sayıdaki koni ise parlak ışığı algılar ve renkleri birbirinden ayırt eder. Her bir alıcı hücre ışığa duyarlı molekülleri içerir ve aydınlığa karşı verdikleri tepki, onların beyne giden mesajlarını belirler.
Görme işlemini sağlayan retinal molekülü bir hidrokarbon grubudur ve özel bir şekilde bağlanmıştır. Bu molekülü meydana getiren bağların en önemli özelliği bükülmezliğidir. Bu nedenle zincir oldukça sağlamdır. Bağların ikinci özelliği ise zincirdeki elektronların gevşek bir biçimde birbirlerine tutunmalarıdır. Bunun anlamı şudur: Gevşek bir biçimde birbirlerine tutunan elektronlar yeni bölgelere kolaylıkla hareket edebilirler. Elektronların rahat hareketleri nedeniyle molekül üzerine düşen herhangi bir ışıktan enerjiyi kolaylıkla emebilir ve bu enerjiyi, kendi elektronlarının yeni bir düzenlemeye girebilmeleri için saklayabilir.
Bu özellik bizim için son derece önemlidir. Çünkü retinal molekülü, bu sayede üzerine düşen her türlü ışığı algılamaktadır. Çevremizdeki her türlü detayı kusursuz olarak görmemizi sağlayan sistem budur. Allah, gözlerimizdeki mucize sistemin sırrını rahatlıkla hareket edebildikleri için kolayca enerji depolayan elektronların varlığına bağımlı kılmıştır. Bu kompleks sistemler, yalnızca Allah’ın “Ol” demesi ile var olmuştur. Allah Kuran’da bu gerçeği şu şekilde bildirmiştir:
O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O’nun “ol” dediği gün (herşey) oluverir, O’nun sözü haktır. Sur’a üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır. (Enam Suresi, 73)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

17 Haziran 2012 Pazar

Molekülleri “Görürüz”


Gördüğümüz zaman da yine gözümüzdeki moleküller molekülleri algılar. Bir nesne içindeki rengin elementlerini moleküller oluşturmakta, aynı zamanda dışarıdan gelen ışığa yine gözümüzdeki moleküller tepki vermektedir.
Pek çok doğal renk, bunları meydana getiren çok özel moleküller sayesinde oluşur. Sokaktaki ağaçlar, kokladığımız bir çiçek, bu moleküller sayesinde renklidirler. Sonbaharda bir yaprak bu moleküllerde meydana gelen değişiklikler nedeni ile renk değiştirir. Cildinizin, saçlarınızın ve gözlerinizin renginin sebebi de bu moleküllerdir.
 
Görme işlemini sağlayan retinal molekülü bir hidrokarbon grubudur ve özel bir şekilde bağlanmıştır. Bağın özelliği bükülmez olması ve zincirdeki elektronların gevşek bir şekilde birbirlerine tutunmasıdır. Rahatça hareket eden bu elektronlar molekül üzerine düşen bir ışıktan enerjiyi kolaylıkla emebilirler.

Renkleri meydana getiren ve bunlara cevap veren molekülleri incelemeden önce gözün “görme” işleminde nasıl bir faaliyet içinde olduğunu hatırlamakta fayda vardır. Göz retinası iki tip alıcı hücreden oluşur. Bunlara çubuklar ve koniler ismi verilir. Bir milyar ya da daha fazla çubuk loş ışığı algılar, ama renkler arasında ayırım yapamaz. 3 milyar ya da daha fazla sayıdaki koni ise parlak ışığı algılar ve renkleri birbirinden ayırt eder. Her bir alıcı hücre ışığa duyarlı molekülleri içerir ve aydınlığa karşı verdikleri tepki, onların beyne giden mesajlarını belirler.
Görme işlemini sağlayan retinal molekülü bir hidrokarbon grubudur ve özel bir şekilde bağlanmıştır. Bu molekülü meydana getiren bağların en önemli özelliği bükülmezliğidir. Bu nedenle zincir oldukça sağlamdır. Bağların ikinci özelliği ise zincirdeki elektronların gevşek bir biçimde birbirlerine tutunmalarıdır. Bunun anlamı şudur: Gevşek bir biçimde birbirlerine tutunan elektronlar yeni bölgelere kolaylıkla hareket edebilirler. Elektronların rahat hareketleri nedeniyle molekül üzerine düşen herhangi bir ışıktan enerjiyi kolaylıkla emebilir ve bu enerjiyi, kendi elektronlarının yeni bir düzenlemeye girebilmeleri için saklayabilir.
Bu özellik bizim için son derece önemlidir. Çünkü retinal molekülü, bu sayede üzerine düşen her türlü ışığı algılamaktadır. Çevremizdeki her türlü detayı kusursuz olarak görmemizi sağlayan sistem budur. Allah, gözlerimizdeki mucize sistemin sırrını rahatlıkla hareket edebildikleri için kolayca enerji depolayan elektronların varlığına bağımlı kılmıştır. Bu kompleks sistemler, yalnızca Allah’ın “Ol” demesi ile var olmuştur. Allah Kuran’da bu gerçeği şu şekilde bildirmiştir:
O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O’nun “ol” dediği gün (herşey) oluverir, O’nun sözü haktır. Sur’a üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır. (Enam Suresi, 73)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder