Gözle görülmesi imkansız olan bu alemde, atomların ve moleküllerin rastgele birlikteliklerinden, insan gibi akıl ve şuur sahibi bir varlığın meydana gelmesinin imkansız olduğu son derece açıktır. Atomların tam da vücut için gerekli olacak şekilde birleşmelerini, kendileri için bir görev belirlemelerini, buna göre bir düzen içine girmelerini ve insanın bile başaramayacağı işleri başarmalarını tesadüflere bağlamak büyük bir mantıksızlıktır. Cansız ve şuursuz atomların, nasıl olup da canlandıkları, şuur kazandıkları Darwinistler’i ve materyalistleri büyük bir çelişki içine düşüren, ideolojilerini sorgulamaya neden olan önemli bir sorudur.
Tarih boyunca yaşamış olan tüm bilim adamlarının, uzmanların biraraya getirilmesi ve teknolojinin tüm imkanlarının seferber edilmesiyle bile atomları biraraya toplayıp bir canlı meydana getirmek mümkün değildir. İşte moleküler düzeyde açıkça ortaya çıkan evrim çıkmazı Darwinistler için büyük bir yıkımdır. Onlar tüm açıklama ve yayınlarında “canlılığın gelişimi” hakkında ürettikleri tesadüf senaryolarını anlatır dururlar. Oysa daha kökenini bilimsel olarak açıklayamadıkları canlılığın “devamının” nasıl gerçekleştiğine dair iddialar öne sürmeleri kuşkusuz anlamsızdır. Gerçek ise, son derece açıktır: Canlılık, tesadüfi olaylarla açıklanamayacak kadar kusursuz ve komplekstir. Dolayısıyla tesadüfen oluşum iddiası, evrendeki hassas dengeleri ve canlıların kökenini hiçbir şekilde açıklayamaz. Allah, tesadüfleri kendileri için yaratıcı ilan eden ve evrende Allah’tan başka güçler arayan bu insanların durumunu Kuran’da şu şekilde açıklamaktadır:
Kendileri yaratılıp dururken, hiçbir şeyi yaratamayan şeyleri mi ortak koşuyorlar? Oysa (bu şirk koştukları güçler ve nesneler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım etmeğe. (Araf Suresi, 191-192)
Glikozu Oluşturan Atomlar Bazen Farklı Şekillerde Bağlanırlar
Glikoz ile fruktoz moleküllerinin biraraya gelmeleri sonucunda da bir başka şeker molekülü olan sukroz oluşur. Sukroz, günlük kullandığımız toz şekerdir. Özellikle şeker kamışı ve şeker pancarında bulunmaktadır. Sukroz aynı zamanda bitkilerde bol bulunan nişasta ve selülozun da yapısal elementini oluşturmaktadır. Çünkü bu önemli yapısal element, fotosentez işleminin önemli bir parçasıdır. Sukroz, fotosentez işleminde bir ara bileşik olarak yapraklarda ortaya çıkmakta ve bitkilerde bulunan iletim sistemi ile bitkinin diğer bölümlerine iletilmektedir. Sukroz, kendi moleküler özellikleri nedeni ile bitki içinde gidebileceği en son yere kadar herhangi bir yapısal değişikliğe uğramadan iletilir.38 Böylelikle bitki içindeki besin istenilen her yere kolaylıkla ulaştırılmış olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder